İstanbul hükümetini, teşebbüsât-ı milliyeye mümânaattan sarf-ı nazar ettirmek, Avrupa'dan bir şey beceremeden dönen Ferit Paşa'ya çektiğim şifre
İstanbul hükümetini, teşebbüsât-ı milliyeye mümânaattan sarf-ı nazar ettirmek, muvaffakiyet için sür’at ve sühûleti mûcib olacağından mühimdi. Bu mülâhaza ile Ferit Paşa’nın bi’t-tabi hiçbir şeye muvaffak olamayarak, adeta muhakkar bir surette İstanbul’a avdetinden istifade ederek, kendisine 16 Ağustos 335 tarihinde bir şifre telgraf yazdım. Bu telgrafta başlıca şu cümleler vardı:
Mösyö Clemenceau’nun zât-ı fahamet-penâhîlerine olan mufassal cevapnâmeleri, ahîren mütâlaa-güzar-ı çâkerânem olduktan sonra, Dersaadet’e nasıl bir hamûle-i ye’s ü âlâm ile muâvedet buyurduklarını takdir ediyorum ……….. ……………………….. ……………………………………………………… …………………………………………………………………………………………………. ………………………………. taksim ve imhâ kanaatini bu kadar bâriz ve haysiyet-şiken gösteren bir ifade karşısında titremeyecek ferd-i hassas tasavvur edemem. Cenâb-ı Hakk’a binlerce hamd ü sena edelim ki milletimiz ruhundaki azm ü celâdetle tarihî hayat ve mevcudiyetini ne tevekküle ne de böyle cellâdâne hükümlere hiçbir zaman kurban etmeyecektir.
Şimdi pek eminim ki zât-ı fahamet-penâhîleri, bugünkü vaziyet-i umumiyeyi ve menâfi-i sahiha-i devlet ve milleti üç ay evvelki nazarlarla görmüyorlar. Dokuz aydan beri iş başına gelen kabinelerin daima, biribirinden fazla zaafa uğraması ve nihayet maalesef artık meflûc bir menzeleye inmesi haysiyet-i âliye-i milliye karşısında cidden pek hazin oluyor. Muhakkaktır ki vatan ve millet mukadderâtı için dahilen ve haricen mesmû ve sahib-i kelâm olmak mutlaka irâde-i milliyeye istinâd ile meşrûttur.
Hakk-ı hayat ve istiklâli için çalışan milletin maksadındaki nezahet ve ciddiyete mukabil hükümet-i merkeziye hasım vaziyet almak cihetini iltizâm ediyor. Bu tarz-ı hareket bi’t-tabi mûcib-i esef-i azîmdir. Milleti, hükümet-i merkeziyeye karşı arzu edilmeyen hareketlere sâik olabilecek mahiyettedir. Gayet samimî arz edeyim ki, millet, her türlü irâdesini ikaa muktedirdir. Teşebbüsâtının önüne geçebilecek hiçbir kuvvet mevcut değildir. Hükümet-i merkeziyenin menfî teşebbüsâtı hiçbir tarafta ve hiçbir kimse tarafından cây-i tatbik bulamamaya mahkûmdur. Millet, çizdiği program dairesinde gayet kat’î ve sarîh hatvelerle maksadına yürümektedir. Hükümet-i merkeziyenin şimdiye kadar olan mümânaatkâr teşebbüslerinin hiçbir tarafta hiçbir tesir yapamamakta olmasıyla hakikat-i vaziyetin takdir buyurulmuş olacağına şüphe yoktur.
İngilizlerin irâe eyledikleri tarîkte çare-i halâs aramak dahi abestir ve bi’n-netice mûcib-i hüsrandır. Maahaza, İngilizler dahi en nihayet kuvvetin millette olduğunu takdir ederek hiçbir istinâdı olmayan ve millet namına hiçbir taahhütte bulunamayan ve bulunsa bile milletçe mutâ’ olamayacak olan bir heyet-i hükümetle neticeli bir işe girişmek mümkün olamayacağına kani olmuşlardır. ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Bütün temenniler şu merkezdedir ki hükümet, meşrû’ olan cereyân-ı milliye karşı mümânaatkârlıktan feragatle Kuvâ-yı Milliye’ye istinâd ve her türlü teşebbüsâtında âmâl-i milliyeyi rehber ittihâz eylesin. Bunun için de mevcudiyet ve irâde-i milliyeyi temsil edecek olan Meclis-i Mebusan’ın en kısa bir zamanda in’ikadını temîn eylesin!
Hiç yorum yok:
Write commentsFİKRİNİ SÖYLE