ali nurşani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ali nurşani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/08/2014

Engin Nurşani'den "Mutlu musun? Son yuvanda tatlı mısın?" Türküsü

    2/08/2014 05:36:00 ÖS   No comments


Mutlumusun Son yuvandaEngin Nurşani'den "Sana bağli aşk ipimi çözdün işte mutlu musun? Derdim çile gam yükünü ezdin işte mutlu musun? Mutlu musun? Son yuvanda tatlı mısın?" Türküsü Türkünün söz ve Müziği Engin Nurşani'nin Babası Aşık Ali Nurşani'ye aittir

1/11/2014

Ali Nurşani'den Yüce dağbaşına kar yağmış gibi Ağarıp duruyor kar belli belli Türküsü

    1/11/2014 03:26:00 ÖS   No comments


Yüce DağbaşınaAli Nurşani'den "Yüce dağbaşına kar yağmış gibi Ağarıp duruyor kar belli belli İndim enginlere seyran eyledim Al yeşil giyinmiş yar belli belli" Türküsü Türkünün söz ve müziği Aşık Mücrimi'ye aittir

Aşık Mücrimi kimdir?

Asıl adı Mehmet Özbozok olan Âşık Mücrimî, 1882 yılında Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Karaterzi köyünde doğdu. Sinemilli Ocağı'nın, Maraş'ın Elbistan ilçesine bağlı merkez köyü Kantarma'nın dedelerinden Tacim Dede'nin anlattığına göre Âşık Mücrimî'nin 500 deyişi olmasına rağmen günümüz kayıtlarında oldukça az kalmıştır. Çocuk yaşlarda eli yandığı için parmakları bir top halinde birbirine bağlanmış, bu dönemden sonra lakabı "Çolak" olarak kalmıştır.

Çocuklarının anlattıklarına göre İmâm Musa el-Kâzım evlatlarından bir seyit tarafından, çolaklığı sebebiyle kendisine "Mücrimî" mahlaaı verilmiştir. Sakalı çıkmaya başladığı günden ölümüne dek sakalını hiç kesmeyen Mücrimî, ezan okuyan bir hocanın sesinden etkilenmesi sonucu Kuran'a ilgi duymuş ve ders alarak Kuran'ı öğrenmiştir.

Köyde bir yandan çobanlık yapmış, diğer yandan muhabbetlerde çolak eliyle saz çalıp deyişler söylemeye başlamıştır. Mücrimî, köyünden bir kıza aşık olur, ancak bu kızı kendisine vermezler. Kendisini başka bir kızla evlendirmek istediklerinde de kabul etmeyerek köyünü terkeder. Mücrimî, Birinci Cihan Harbi ve Kurtuluş Savaşı yıllarında, Keferdiz'e (Sakçagözü) yerleşir. Bu bölgenin sahibi ve Antep Savunmasında oğulları İsmail Hakkı ve Ökkeş ağalarla büyük yararlık gösteren, Kılıç Ali'nin büyük destekçisi Hurşit Ağa'nın himayesine girer ve onun vekilliğini yapar. Yörede oldukça ilgi görür ve halkın ilgisine mazhar olur.

Hurşit Ağa, yörenin en büyük ailesinin başıdır ve çok geniş arazilerin sahibidir. Hurşit Ağa'nın köyü Keferdiz yakınlarındaki hanını çalıştıran Mücrimî, hanın kazancını günlük olarak Hurşit Ağa'ya götürür. Cömertliğiyle bilinen Hurşit Ağa, "Su akarken testini doldur, ileride çoluk çocuğuna bakacak varlığın olsun" der ama Mücrimî'nin dünya malında gözü yoktur, hakkından fazlasını istemez. Keferdiz'de yaşamaya başladıktan sonra köylüleri ve akrabaları tarafından Karaterzi’ye çağrılsa da asla geri dönmez. Bu yüzden Mücrimî'nin şiirlerinde "gurbet" oldukça belirgin bir temadır.

Mücrimî, oğlu Cemal Özbozok'un deyişiyle gençlik yıllarından itibaren divaneye saygı duyan ama şah-padişah tanımaz bir dünya görüşüne sahiptir. Atışmayı çok seven bir âşıktır. Âşık Veysel iki kez ziyaretine gelmiş ancak onunla atışmamıştır.

Elbistan'ın Aktil köyünden Ali Şükrü ve Sarız'dan Cafer Ağa, Mücrimî'nin saygı duyduğu kişilerdir. Âşık Nesimi Çimen'in kayınbabası olan Cafer Ağa, sürekli Mücrimî'nin yanına gelip gitmektedir. Mücrimî, "Şu diyâr-ı gurbet elde" adlı ünlü şiirini o dönemde Cafer Ağa'ya verir ve oradan Nesimi Çimen'e ulaşır. Nesimi Çimen bu deyişi muhabbetlerde okur. Bu muhabbetlere katılan sanatçılar bu deyişi albümlerinde seslendirir; bu eser daha sonra TRT repertuvarına alınır.

Âşık Mücrimî kendi döneminde toplumda yaşanan değişimleri görmüş ve bu durumu şiirlerinde ironik bir dille ifade etmiştir. Yaşadığı çevrenin yerel söylemleri, Mücrimî'nin şiirindeki ilginç noktalardan biridir. "Kanabilin mi bilin mi" gibi ifadelere sıklıkla rastlanır.

Şiirlerinde Farsça ve Arapça kelimelere, kavramlara gönderme yapsa da genel olarak arı bir dil kullandığını söyleyebiliriz. Pek çok araştırmacı tarafından Alevi-Bektaşi olmadığı düşünülen Karacaoğlan'ın şiirlerinde görülen bazı ifade biçimleri Âşık Mücrimî'nin şiirlerinde de görülür. Bu durum, iki ozanın yakın coğrafyalarda yaşamış olduğu izlenimi yaratır.

1970 yılının Mart ayında sarılık hastalığı sebebiyle hayata veda eden Âşık Mücrimî, arkasında pek çok deyiş bırakmıştır.

Mücrimî'nin oğlu Cemal Özbozok'un sözleriyle "Mücrimî çok şiir yazmış, ama harmanını dağ başına yığmıştır. Rüzgar gelmiş savurmuş, samanını Anadolu'nun dört yanına götürmüştür..."

Ali Nurşani'nin "Verin benim sevdiğimi sizin olsun Dünya malı" Türküsü

    1/11/2014 03:07:00 ÖS   No comments


verin benim sevdiğimi

Ali Nurşani'nin "Bilmem Ne olacak hali bunca Milletin Vebali Verin benim sevdiğimi sizin olsun Dünya malı bağırıyom duyulmuyo çağırıyom duyulmuyo ekmek almasam olmuyo şükür karın doyurmuyo fakir ölse duyan olmaz evi yansa koşan olmaz mezar bile deşen olmaz" Türküsü


2 Şubat 1959'da İslahiye'nin Sakçagözü köyünde doğdu. Asıl adı Ali Ayhan'dır. Köyüne gelip giden aşıklardan etkilenerek 10 yaşlarında bağlama çalmaya başladı. Ayrıca bağlama öğrenmesinde babasının da etkisi ve yardımı oldu.

1972-73 yıllarından itibaren şiir yazmaya da başlayan Aşık Nurşani, daha sonra Aşık Mahzuni ve başka birçok aşıkla birlikte çeşitli turnelere katıldı. İlk plağını aynı yıllarda doldurdu.

Aslında mahlas olarak kendisine verilen Hürşani, yanlışlıkla ilk plağına Nurşani olarak yazıldı ve öyle de kaldı.

1979 yılında yine Aşık Mahzuni'yle birlikte konser vermek üzere gittiği Almanya'ya yerleşti.

Şiirlerinde toplumsal sorunlardan sevgiye hemen her türlü konuyu işleyen Aşık Nurşani, ayrıca "Barak Ağzı" türkülerin yorumunda da usta sanatçılardan biri olarak bilinir.

Bugüne dek yaklaşık 500 şiir yazdı. Bunların 120 kadarını besteleyen Aşık Nurşani'nin türküleri çeşitli sanatçılar tarafından da okunmaktadır.

Ali Nurşani'nin "Bak Gardaş her dalda bir başka Türkü" Uzun havası

    1/11/2014 02:52:00 ÖS   No comments


Bak GardaşAli Nurşani'nin "Bak Gardaş her dalda bir başka Türkü Her dağda bir destan uyur" Uzun havası

2 Şubat 1959'da İslahiye'nin Sakçagözü köyünde doğdu. Asıl adı Ali Ayhan'dır. Köyüne gelip giden aşıklardan etkilenerek 10 yaşlarında bağlama çalmaya başladı. Ayrıca bağlama öğrenmesinde babasının da etkisi ve yardımı oldu.

1972-73 yıllarından itibaren şiir yazmaya da başlayan Aşık Nurşani, daha sonra Aşık Mahzuni ve başka birçok aşıkla birlikte çeşitli turnelere katıldı. İlk plağını aynı yıllarda doldurdu.

Aslında mahlas olarak kendisine verilen Hürşani, yanlışlıkla ilk plağına Nurşani olarak yazıldı ve öyle de kaldı.

1979 yılında yine Aşık Mahzuni'yle birlikte konser vermek üzere gittiği Almanya'ya yerleşti.

Şiirlerinde toplumsal sorunlardan sevgiye hemen her türlü konuyu işleyen Aşık Nurşani, ayrıca "Barak Ağzı" türkülerin yorumunda da usta sanatçılardan biri olarak bilinir.
Bugüne dek yaklaşık 500 şiir yazdı. Bunların 120 kadarını besteleyen Aşık Nurşani'nin türküleri çeşitli sanatçılar tarafından da okunmaktadır.

Ali Nurşani'nin "Nazli Yarim Karaları bağlar mı ola benim için" Türküsü

    1/11/2014 02:22:00 ÖS   No comments


Nazlı Yarim KaralarıAli Nurşani'nin "Nazli Yarim Karaları bağlar mı ola benim için? Baba diyen yavrularım ağlar mı ola benim için? Büken büktü bileğimi giydim ecel yeleğini garip anam yüreğini dağlar mı ola benim için?" Türküsü

Aşık Ali Nurşani Kimdir?

2 Şubat 1959'da İslahiye'nin Sakçagözü köyünde doğdu. Asıl adı Ali Ayhan'dır. Köyüne gelip giden aşıklardan etkilenerek 10 yaşlarında bağlama çalmaya başladı. Ayrıca bağlama öğrenmesinde babasının da etkisi ve yardımı oldu.

1972-73 yıllarından itibaren şiir yazmaya da başlayan Aşık Nurşani, daha sonra Aşık Mahzuni ve başka birçok aşıkla birlikte çeşitli turnelere katıldı. İlk plağını aynı yıllarda doldurdu.

Aslında mahlas olarak kendisine verilen Hürşani, yanlışlıkla ilk plağına Nurşani olarak yazıldı ve öyle de kaldı.

1979 yılında yine Aşık Mahzuni'yle birlikte konser vermek üzere gittiği Almanya'ya yerleşti.

Şiirlerinde toplumsal sorunlardan sevgiye hemen her türlü konuyu işleyen Aşık Nurşani, ayrıca "Barak Ağzı" türkülerin yorumunda da usta sanatçılardan biri olarak bilinir.
Bugüne dek yaklaşık 500 şiir yazdı. Bunların 120 kadarını besteleyen Aşık Nurşani'nin türküleri çeşitli sanatçılar tarafından da okunmaktadır.

12/27/2013

Oğuz Aksaç'ın "Etme kurban olayım dost ağlatma gelem" Türküsü

    12/27/2013 07:56:00 ÖS   No comments


ağlatma gelem

Oğuz Aksaç'ın "Etme kurban olayım dost ağlatma gelem Tutup elim kollarımı bağlatma gelem yarama boşa merhem sürme kar etmez" diyerek başlayan Türküsü kaynak kişi Halk Ozanı Aşık Ali Nurşani'dir

© 2014 Video blogunuz. Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger.