nazım hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nazım hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/09/2015

Abidin Dino ve eşi Güzin Dino ile Paris'te 1984 yılında yapılan röportajın tamamı

    4/09/2015 02:09:00 ÖS   No comments
Nazım Hikmet'in Saman Sarısı şiirinde, 'Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?' sorusuna bir resimle değil bir şiirle yanıt vermiş Abidin Dino.

Abidin Dino ve eşi Güzin Dino ile Paris'te 1984 yılında yapılan röportajın tamamı Nazım Hikmet'in Saman Sarısı şiirinde, 'Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?' sorusuna bir resimle değil bir şiirle yanıt vermiş Abidin Dino.



BBC Türkçe'nin Arşiv Odası'nda, resimden heykele, seramikten sinemaya çok yönlü bir sanatçı olan Abidin Dino ve eşi Güzin Dino'nun Paris'teki evlerine konuk oluyor, Ayça Abakan'ın 1984'te Dino çiftiyle yaptığı söyleşiyi yayımlıyoruz.

Abidin Dino ve Güzin Dino, Yolu Paris'e düşen tüm aydınlarla dost olan, birlikte geçirdikleri yarım asırı üretmeye adamış bir çift.

Nazım Hikmet'in şiirine resimle değil şiirle yanıt veren Abidin Dino'un Mutluluğun Resmi adlı şiiri


Kokusu buram buram tüten
Limanda simit satan çocuklar
Martıların telaşı bambaşka
İşçiler gözler yolunu.
İnebilseydin o vapurdan
Ayağında Varna'nın tozu
Yüreğinde ince bir sızı.
Mavi gözlerinde yanıp tutuşan
hasretle kucaklayabilseydim
seninle, bir daha.
Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
Bağrımıza bassaydık seni Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Başında delikanlı şapkan,
kolların sıvalı, kavgaya hazır
Bahriyeli adımlarla düşüp yola
Gidebilseydik Meserret Kahvesine,
İlk karşılaştığımız yere
Ve bir acı kahvemi içseydin.
Anlatsaydık
o günlerden, geçmişten, gelecekten,
Ne günler biterdi,
Ne geceler...
Dinerdi tüm acılar seninle
Bir düş olurdu ayrılığımız, anılarda kalan.
Ve dolaşsaydık Türkiye'yi
bir baştan bir başa.
Yattığımız yerler müze olmuş,
Sürgün şehirler cennet.

İşte o zaman Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tuval yeterdi;
ne boya... (Abidin Dino)

Yapımcılığını Cenk Erdil ve Aylin Yazan'ın ortaklaşa üstlendiği programın ilk bölümü, BBC Türkçe Servisi'nin 75. kuruluş yıldönümü olan 20 Kasım'da, 1976 yılından bir Zeki Müren söyleşisi ile başlamıştı.

2011 yılında radyo yayınlarına son veren BBC Türkçe, bu programda siyasetçilerin, gazetecilerin, sanatçıların, akademisyenlerin; bazıları hayatını kaybetmiş, bazıları geçen yıllarla unutulan, bazıları ise daha da ünlenen isimlerin seslerini, arşivin raflarından çıkarıyor ve dijital platformda yeniden yayımlıyor.

O yılları hatırlayanların hafızaları tazelenecek, kimi dinleyiciler ise bu sesleri belki de ilk kez Arşiv Odası aracılığıyla duyuyor.

Aylin Yazan'ın sunduğu programda, Londra'da ilk konserini veren İbrahim Tatlıses'ten Olacak O Kadar'ın ilk günlerini anlatan Levent Kırca'ya, kaset çıkarmakta güçlük çektiğini söyleyen Ajda Pekkan'dan, tedavi görmek için Londra'ya gelen Barış Manço'ya, Altan Erbulak'ın bilinmeyen bilgisayar tutkusundan Sevgi Soysal'ın BBC Türkçe için kaleme aldığı yazılara kadar birçok farklı ses ve yayına yer verilecek.

Türk siyasî yaşamında yer etmiş isimler ve gazeteciler de Arşiv Odası’nda olacak. İsmet İnönü'den Celal Bayar'a, Turgut Özal'dan, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'a, darbeler döneminde yasaklanmış sanatçılardan Ruhi Su, Orhan Gencebay, Cem Karaca ve Rahmi Saltuk'a, iş adamları Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı'ya kadar uzun yıllar içinde BBC Türkçe Radyosu'na konuk olan isimler, her hafta Arşiv Odası ile yeniden BBC Türkçe takipçileriyle buluşacak.

1/03/2014

İlker Başbuğ'dan Nazım Hikmet'e Şiirli "Suçlamalara Karşı Gerçekler" Kitabı

    1/03/2014 09:55:00 ÖS   No comments


Suçlamalara Karşı Gerçeklerİlker Başbuğ Paşa cezaevinde Kitap yazdı "Suçlamalara karşı gerçekler" eski genelkurmay başkanı yazdığı kitabı ailesine ithaf etti cezaevinde yaşadıklarını anlatan Başbuğ'un kitabında çok ilginç ve çarpıcı açıklamalar var Nazım Hikmet için bir de şiir yazdı kitabında

9/21/2013

Türkiyenin Trendleri Fatih Portakal'ın konukları Emre Uslu ve Altan tan

    9/21/2013 03:54:00 ÖS   No comments


altan tan'dan nazım hikmet'in abidin dino'ya "Bana mutluğun resmini çizebilir misin abidin" örneği
Türkiyenin Trendleri Fatih Portakal'ın konukları Emre Uslu ve Altan tan
Fatih Portakal'ın çözüm süreci için "Siz samimi misiniz?" sorusuna bdp diyarbakır milletvekili altan tan'dan nazım hikmet'in abidin dino'ya "Bana mutluğun resmini çizebilir misin abidin" örneği göstererk verdiği cevap neydi?


Fatih portakal'ın hazırlayıp sunduğu türkiyenin trendleri programına taraf gazetesi yazarı emre uslu ve bdp diyarbakır milletvekili altan tan konuk oldu

6/03/2013

Nazım Hikmet ölümünün 50. yıldönümünde mezarı başında anıldı

    6/03/2013 11:10:00 ÖS   No comments


Nazım Hikmet ölümünün 50. yıldönümünde moskova'daki mezarı başında anıldı rutkay aziz, zülfü livaneli konuşma yaptı yapılan etkinliklerde gezi parkı olaylarına destek'te vardı.

4/17/2013

Muharrem ince: Mademki Akil İnsansınız O Zaman Dağdaki Teröristleri ikna edin

    4/17/2013 10:04:00 ÖS   No comments


Başbakan Erdoğan Chp'nin tarihi bilmediğini söylerken mazi kalbimde yaradır şarkısını örnek göstermişti o eleştiriyi chp sözcüsü haluk koç nazım hikmet'in dizeleriyle yanıtladı muharrem ince ise tartışmalara kayseri'den katıldı 

gül'ün memleketinde kayserililere kardeş katli uyarısında bulundu kamer genç ise eleştirinin dozunu kaçırdı.

12/28/2012

Biz Zindanda Kalmayı Namık Kemal'den sürgünde yaşamayı Nazım Hikmet'ten öğrendik

    12/28/2012 08:43:00 ÖS   No comments



işte gazeteci soner yalçın'ın özgür kaldıktan sonra gözyaşları içinde söyledikleri

9/11/2012

nazım hikmet ve aziz nesin ile bir çok yazarın halen yasaklı listesinde olduğu ortaya çıktı

    9/11/2012 04:10:00 ÖS   No comments



nazım hikmet ve aziz nesin ile bir çok yazarın halen yasaklı listesinde olduğu ortaya çıktı ankara emniyet müdürlüğü yasaklı yayınlar listesini başsavcılığa gönderdi nazım hikmet ismail beşikci gibi isimlere ait toplam 453 kitabın yanısıra 645 gazete, dergi, broşür ve pankart halen yasaklı

6/03/2012

nazım hikmet ölümünün 49.yılında moskovada anıldı

    6/03/2012 05:47:00 ÖS   No comments


nazım hikmet için özel bir konser düzenlendi bugünde mezarı başında anılacak


çağdaş türk şiirinin usta ozanı nazım hikmet 49. ölüm yıldönümünde moskovada anıldı her yıl geleneksel olarak türk rus işadamları birliği tarafından düzenlenen anma etkinliği nazım hikmet şiirlerini rusyadaki türklerle buluşturdu.

12/26/2010

nazım hikmet kurtuluş savaşı destanı büyük taarruz

    12/26/2010 07:42:00 ÖS   No comments

Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır Ne ağaç, ne kuş sesi, ne toprak kokusu vardır. Gündüz güneşin, gece yıldızların altında kayalardır. nazım hikmet kurtuluş savaşı destanı şiiri ve video klibi



kurtuluş savaşı destanı
Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır
Ne ağaç, ne kuş sesi, ne toprak kokusu vardır.
Gündüz güneşin, gece yıldızların altında kayalardır.
……
Kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi
Okşayarak gülümseyen bıyığını seyrediyordu Kocatepe’den
Dünyanın en yıldızlı karanlığını.
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
Şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Güzel ve rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
Birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: ‘üç’ dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlıyacaktı.
…….
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü
Ve şu türküyü duydu.
‘Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşcesine, bu hasret bizim..’

nazım hikmet kendi sesinden hayatı

    12/26/2010 07:37:00 ÖS   No comments

Nâzım Hikmet Ran, 20 Kasım 1901'de Selanik'te doğdu (aile çevresinde 40 gün için bir yaş büyük görünmesin diye bu tarih 15 Ocak 1902 olarak anılmış, kendisi de bunu benimsemiştir), 3 Haziran 1963'te Moskova'da öldü.



kendi sesinden hayatı
Dedesi Nâzım Paşa, valiliklerde bulunmuş, özgürlükçü, şairliği olan bir kişiydi.

Babası Hikmet Bey ise Mekteb-i Sultani (sonradan Galatasaray Lisesi) mezunu, önce ticaret yaşamını denemiş, başaramayınca Kalem-i Ecnebiye'ye (dışişleri) bağlanmış bir memurdu. Dilci, eğitimci Enver Paşa'nın kızı olan annesi Celile Hanım, Fransızca konuşan, piyano çalan, ressam denecek kadar iyi resim yapan bir kadındı.
Nazım, dedesinin de itelemesiyle şiirler yazmaya başlayan Nazım, 1919 yılında Heybeliada Bahriye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazörü'nde güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten ayrıldı, bu arada ilk şiirlerini yayımladı.

1921 başlarında Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Anadolu'ya geçti, 


Bolu'da öğretmen olarak görevlendirildi. Daha sonra Batum üzerinden Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) yazıldı. Burada siyasal bilimler ve iktisat okudu. 1924'te yurda döndü. Aydınlık Gazetesinde yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliği'ne gitti. 1928 Af Kanunu'ndan yararlanıp tekrar yurda döndü. Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı. 1932'de yeniden dört yıl hapse mahkûm olduysa da, bu kez Onuncu Yıl Affı'ndan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938'de orduyu ve donanmayı isyana teşvik ettiği iddiasıyla 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı. 


1950'de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı; kitaplarını yayınlatma, oyunlarını oynatma olanağı bulamadı. Askere alınması kararlaştırılınca Romanya üzerinden tekrar Moskova'ya gitti. 1951'de T.C. yurttaşlığından çıkarıldı. 3 Haziran 1963'te bir kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Moskova'da Novodeviçye Mezarlığı'nda toprağa verildi...

nazım hikmet yaşamaya dair şiir videosu

    12/26/2010 07:30:00 ÖS   No comments

Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında nazım hikmet yaşamaya dair şiiri ve video klibi



yaşamaya dair şiiri
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
© 2014 Video blogunuz. Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger.